Blog

Markalarla İlgili Sıkça Sorulan Sorular

28 Şubat 2019 Elektronik İmzalı ve Zaman Damgalıdır. ©

Markalarla İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Markanın Açık Bir Tanımı Bulunmakta mıdır?

Doğrudan bir tanımı bulunmasa da, 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 4.maddesinde, marka olabilecek işaretlere ilişkin düzenlemenin yapıldığı gözlemlenmektedir. İlgili maddeye göre: “Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaret”ten oluşabilecektir.

Bu anlamda, ayırt edici olması ve sicilde gösterilebilir olması şartıyla, her tür işaretin marka tanımı içerisinde yer alabileceği iddia edilebilecektir.

Marka Korumasından Kimler Yararlanabilecektir?

Bu Kanunla sağlanan korumadan; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yerleşim yeri olan veya sınai ya da ticari faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler, Paris Sözleşmesi veya 15/4/1994 tarihli Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri dâhilinde başvuru hakkına sahip kişiler, karşılıklılık ilkesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki kişilere sınai mülkiyet hakkı koruması sağlayan devletlerin uyruğundaki kişiler yararlanabilmektedir.

Marka Tescilinde Koruma Süreleri Nedir?

Tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren on yıldır. Bu süre, onar yıllık dönemler hâlinde yenilenir.

Marka Başvurusu Yapılmadan Önce Göz Önüne Alınması Gerekli Hususlar Nelerdir?

Marka başvurusunun yapılmasının hemen ardından, ilgili başvuru, Türk Patent ve Marka Kurumu'nun ilgili dairesi (Markalar Dairesi Başkanlığı) tarafından, 6769 Sayılı Kanun'da yer verilen kriterler çerçevesinde ve re'sen bir değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.

Türk Patent ve Marka Kurumu, bahse konu başvuruyu, 6769 Sayılı Kanun'un 5.maddesinde yer alan mutlak red nedenleri yönünden incelemektedir. Dolayısıyla, olası marka başvurusunun öncelikle bu madde kapsamında yer alan sınırlar içerisinde kalması, bir başka ifadeyle, bu hükme aykırı olmaması gerekmektedir.

Başvuru yapılmadan önce bu hususlara dikkat edilmesi, bahse konu markanın tescil edilebilme ihtimalini arttırmaktadır.

Marka Başvurusunda Mutlak Red Nedenleri Haricinde, Tescilin Önünde Engel Oluşturabilecek Başkaca Nedenler Bulunmakta mıdır?

Evet. Marka tescili aşamasında ve mutlak red nedenleri haricinde, özellikle marka yayınına itiraz aşamasında ileri sürülebilecek ve 6769 Sayılı Kanun'un 6.maddesinde düzenlenen nisbi red nedenleri de yer almaktadır.

Nisbi red nedenleri içerisinde en yaygın şekilde kullanılan ve dayanılan neden: markalar arasında, halk nezdinde, ilişkilendirme ihtimali de dahil karışıtırılma ihtimalinin bulunması halidir.

Ancak, nisbi red nedenlerinin birden fazla olduğu ve bu halin sadece az önce bahsedilen durumla sınırlı olmadığı önemine binaen bir kez daha hatırlatılmalıdır.

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'na Göre, Markaların Bir Arada Var Olması / Birlikte Yaşama İmkanı Bulunmakta mıdır?

Evet. Bu şekilde bir imkan bulunmaktadır.

6769 Sayılı Kanun'un 5.maddesinin "ç" bendine göre: "aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler"in tescil edilebilme imkanı bulunmamaktadır. Bu durum, mutlak red nedenlerinden bir tanesi olarak Kanun'da düzenlenmiş olup; Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından, marka başvurusunun yapılması sonrasında gerçekleştirilen inceleme ve değerlendirmeler esnasında dikkate alınmak zorundadır.

Ancak, aynı maddede yer alan hükme göre, marka başvurusu; önceki marka sahibinin, başvurunun tesciline açıkça muvafakat ettiğini gösteren noter onaylı belgenin Kuruma sunulması hâlinde, reddedilmeyecektir. Bir diğer ifadeyle, birbirinin aynısı olan ve aynı sınıflarda yer alan iki marka, önceki tarihli marka sahibinin bu hususa muvafakat etmesi durumunda, bir arada yaşayabilecektir. Aksi takdirde, bu şekilde bir durumun varlığı söz konusu olmayacaktır.

Türk Patent ve Marka Kurumu - Markalar Dairesi Başkanlığı Tarafından Verilen Kararlara Karşı İtiraz Edilebilme İmkanı Bulunmakta mıdır?

Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından alınan kararlardan zarar gören taraflar, kararlara karşı, Kurum nezdinde itiraz edebilecektir. İtiraz, kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde yazılı ve gerekçeli olarak Kuruma yapılmak durumundadır.

Yayınlanmış Marka Başvurusuna Karşı İtiraz Edebilme İmkanım Bulunmakta mıdır?

Başvuru şartları eksiksiz şekilde yerine getirilmiş 6769 Kanun'un ilgili hükümlerine göre reddedilmemiş marka başvurusu, Resmi Marka Bülteni'nde yayımlanır.

Bültende yayımlanmış bir marka başvurusunun, 5 inci maddede yer alan mutlak red nedenleri veya 6 ncı maddede yer alan nisbi red nedenlerine göre tescil edilmemesi gerektiğine ilişkin itirazlar, ilgili kişiler tarafından, marka başvurusunun yayımından itibaren iki ay içinde yapılabilecektir.

Bu itiraz sonrasında, Türk Patent ve Marka Kurumu - Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından bir karar verilmektedir. Daire Başkanlığı tarafından verilen karar aleyhine olan taraf, bahse konu itirazın yeniden incelenmesi için Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'na başvurabilecektir. Bahse konu Kurul, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdindeki nihai karar merciidir.

Markasal Kullanım ve Bu Kullanımın İspatı Bir Zorunluluk mudur?

Evet bazı koşulların bulunması halinde, markasal kullanım ve bu kullanımın ispatlanması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bir nisbi red nedeni olan 6 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun; başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilebilecektir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda ise itirazı reddedilebilecektir.

Yayına itiraz aşamasında karşılışan bu ispat yükümlülüğü, markanın hükümsüzlüğü, marka hakkına tecavüz ve benzeri diğer durumlarda da söz konusu olabilecektir.

Türk Patent ve Marka Kurumu Nezdinde Nihai Karar Mercii Olan Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu Kararına Karşı Dava Yoluna Başvurma İmkanım Bulunmakta mıdır? Bu Tür Davalarda Hangi Mahkemeler Görevli ve Yetkilidir? 

Evet. Kurum nezdinde verilen nihai kararlara karşı ve bunların iptali amacıyla dava açmak mümkündür. Türk Patent ve Marka Kurumu'nun bu Kanun hükümlerine göre aldığı bütün kararlara karşı açılacak davalarda ve Kurumun kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin Kurum aleyhine açacakları davalarda görevli ve yetkili mahkeme, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesidir.

İlgili davalar, bahse konu kararların taraflara tebliğinden itibaren iki aylık bir süre içerisinde açılmak zorundadır. Bu süreler hak düşürücü süreler olup, bu sürelerin geçirilmesi sonrasında bahse konu kararların iptali ile ilgili bir davanın açılması mümkün değildir.

Markanın Tescil Edilmesi ve/veya Tesciline Karar Verilmesi Sonrasında İptal Edilmesi ve Hükümsüz Kılınması Mümkün müdür?

Evet. Kanunda belirtilen şartların bulunması halinde tescil edilen bir markanın hükümsüz kılınması ve yine şartları bulunmakta ise markanın iptali her zaman mümkün olabilecektir.

Kendi Adıma Tescilli Markam, İnternet Üzerinden ve Markasal Olacak Şekilde Kullanılmakta. Üçüncü Kişilerin Bu Tarz Markasal Kullanımlarına Engel Olabilir miyim?

Evet. Bu tarz kullanımlar, 6769 Sayılı Kanun'un aradığı çerçevede ve markasal bir kullanım olarak değerlendirilebilecek nitelikte ise, bu kullanımların engellenmesi ve bağlantılı diğer taleplerin ileri sürülmesi her zaman mümkündür. Süreç, ihtarname gönderilmesi ile başlamakta ve usulüne uygun şekilde devam etmektedir.

Kendi Adıma Tescilli Marka ile Aynı veya Bu Markaya Oldukça Benzeyen Bir Başka Marka Tescili Var. Öncesinde Bu Markanın Hükümsüzlüğünü mü Talep Etmem Gerekir?

Hayır. 6769 Sayılı Kanun'un 155.maddesine göre: marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyecektir. Bu nedenle, ilgili markanın hükümsüzlüğü davasını açıp, bu davanın sonucunu beklemeksizin tecavüz ve bağlantılı diğer taleplerle bir dava açılabilecektir.

6769 Sayılı Kanun'a göre, tecavüz ve bu kapsamda bir dava açmak için hükümsüzlük davasının neticesini beklemeye artık gerek bulunmamakta ise de, bu marka tescilinin hükümsüz kılınması; gerekli işlemlere mümkün olan en kısa sürede başlanmasının hak sahibinin lehine olacağı önemine binaen belirtilmelidir. Aksi takdirde, birlikte var olma, sessiz kalma yoluyla hak kaybı ve benzeri müesseselerin uygulanması durumu söz konusu olabilecektir.