Blog

Marka Başvurusu Yayınına İtiraz

13.11.2021

A. Genel Olarak: 

Marka başvurusu yayınına itiraz, marka tescil aşamasında ortaya çıkan ve esasen marka sahipleri için çok önemli olduğu düşünülen hukuki bir müessesedir.

Marka başvurusu yayınına itiraz sayesinde, işletmeler, ilerleyen dönemlerde kendileri açısından ortaya çıkacak ciddi olumsuzlukları, nispeten daha az maliyetle, kısa sürede ve ilk aşamada önleyebilmektedir.

Marka başvurusu yayınına itiraz edilmemesi ve markasal kullanım ile ilgili herhangi bir hukuki işleme girişilmemesi nedeniyle ortaya çıkabilecek olumsuzluklardan ilk akla gelenler şunlardır:

• 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri kapsamında basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğünde olan ticari şirketlerin, kendi markaları ile sorun oluşturabilecek marka başvurularına karşı itiraz müessesini işletmemesi ve sonraki süreçte, tescil edilmiş markaların ticari hayattaki kullanımlarına uzunca bir süre ses çıkarmaması, öncelikli ve gerçek marka hakkı sahipleri açısından, kaynağını, Türk Medeni Kanunu’nun 2.maddesinde bulan, sessiz kalma yoluyla hak kaybı durumunun ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.

• 
Türkiye özelinde, tanınmış; kendi sektöründe güven ve garanti sembolü haline gelmiş markalardan haksız şekilde faydalanılmaya çalışılması, sürekli karşılaşılan bir durumdur. Durum o derece vahimdir ki, bu tarz kullanımları gerçekleştiren şahıslar, çoğunlukla, bu ibarelerin tescili için marka başvuruları yapmakta ve sürecin olumlu sonuçlanması durumunda, marka tescilleri dahi edinebilmektedir.

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’a göre, kötü niyet kapsamında değerlendirilebilecek bu marka başvuruları, marka başvurusu yayınına itiraz aşamasında ileri sürülebilecek ‘nisbi red nedenleri’ kapsamında düzenlenmiştir. Bu nedenle, Türk Patent ve Marka Kurumu (Türk Patent), çoğu zaman ve kural olarak, bu tür başvuruları, doğrudan reddedememektedir.

Bu noktada, bu tarz kötü niyetli marka başvurularının takibi ve olası marka tescillerinin ilk aşamada önüne geçebilmek, marka başvurusu yayınına itiraz ile mümkündür. İlk aşamada alınmayan bu önlem; ilerleyen dönemlerde, daha yüksek bir maliyetle ve uzunca bir süreye yayılan dava aşamasına geçilmesini gerekli kılmaktadır.

Bu yazımızda, marka başvurusu yayınına kadar hangi süreçlerden geçildiği, yayına itiraz aşamasında hangi gerekçelere dayanılabileceği, yayına itiraz aşamasında Türk Patent ve Marka Kurumu (Türk Patent) nezdinde hangi yolların takip edilmesi gerektiği ve kurum tarafından verilen son karar ile ilgili olarak neler yapılabileceği hususlarına son derece genel hatları ile değinilmeye çalışılacaktır.

B. Marka Başvurusu Yayını:

Şekil, başvuru yapma hakkı ve marka tescilinde red için mutlak nedenler yönünden yapılan inceleme neticesinde reddedilmeyen marka başvuruları, aylık olarak çıkarılan Resmi Marka Bülteninde, ilgili kişilerin, tescil başvurusu yapılmış markanın, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu, 5. ve 6.madde hükümlerine göre tescil edilmemesi gerektiği yönündeki itirazlarını sunması amacıyla, iki aylık bir süre ile yayında kalmaktadır.

C. Marka Başvurusu Yayınına İtiraz Aşamasında İleri Sürülebilecek Nedenler:

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6.maddesinde düzenlenen ve yayın aşamasında ileri sürülebilecek marka tescilinde red için nisbi nedenler, kamu menfaatini ilgilendirmesi değil ve fakat üçüncü kişilerin, tescil için başvurusu yapılan işaret üzerinde önceki bir tarihte hak elde etmiş olması temeline dayanmaktadır.  (Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul, 2002, Beta Basım Yayım Dağıtım, s.356)

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6.maddesinde belirtilen nisbi red nedenleri, ayrıca, Türk Patent ve Marka Kurumu (Türk Patent) tarafından gerçekleştirilen inceleme esnasında gözden kaçan veya yapılan inceleme esnasında 6769 Sayılı SMK 5.madde kapsamında değerlendirilmeyen tescil başvurularının üçüncü kişilerin menfaatlerini zedelemesi veya böyle bir ihtimalin ortaya çıkması halinde, bu şahıslara itirazda bulunmak suretiyle ortaya çıkabilecek olumsuz durumların önüne geçebilmesi imkanını da sağlamaktadır. (6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5.maddesinde düzenlenmiş olan MARKA TESCİLİNDE RED İÇİN MUTLAK RED NEDENLERİne ilişkin detaylı inceleme bloğumuzda yer almaktadır.)

Yayına itiraz aşamasında ileri sürülebilecek nedenler, aynı veya benzer işaret için yapılan bir başvuru veya tescilden kaynaklanabileceği gibi; önceki tarihte edinilen hak, gerçek marka sahibinin o işaret üzerinde hakkının bulunması, marka sahibinin ticari vekili veya temsilcisi tarafından haksız bir başvurunun yapılması, tanınmışlık, kötü niyet ve benzeri nedenlere dayanmaktadır.

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6.maddesinde yer verilen ve yayına itiraz aşamasında ileri sürülebilecek nedenler, aşağıda ana başlıkları ile şu şekildedir:

C.1. Markalar arasında Karıştırılma İhtimali var ise, marka başvurusu yayınına bu nedenle itiraz edilebilir. (Karıştırılma İhtimali kavramı, bloğumuzda oldukça detaylı şekilde incelenmiş olup, konuya ilişkin yazımıza: BURADAN ulaşabilirsiniz.)

Özellikle bu gerekçeye dayanılması durumunda, itiraz gerekçesi markanın, itiraza konu başvurunun, başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla ve başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraza konu edilen mal ve hizmetlerde, Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması ve bu anlamda markasal kullanımı ispatlaması talep edilebilir.

C.2. Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın, markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini, kendi adına tescil için başvuru yapması durumunda, bu marka başvurusu yayınına itiraz edilebilir.

C.3. Marka başvurusu tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmesi durumu söz konusu ise, ilgili işaret üzerinde öncelikli ve gerçek hak sahibi olan kişinin itiraz etmesi mümkündür.

C.4. Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikte olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetlerde tescil edilmek istenen marka başvurularına karşı itiraz edilebilir.

C.5. Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer marka başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilebilir.

C.6. Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilebilir.

C.7. Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.

C.8. Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.

C.9. Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.

D. İtiraz Süresi, Usulü ve İtiraz Süreci:

Yukarıda yer verilen durumlardan herhangi bir tanesinin bulunması durumunda, yazılı bir itiraz dilekçesi ve bu dilekçede yer verilen iddiaları ispatlayan bilgi ve belgelerle birlikte, marka başvurusunun resmi marka bülteninde yayın tarihini takip eden iki aylık süre içerisinde itiraz edilebilir.

Bu süre, hak düşürücü süre olup; sürenin geçirilmesi durumunda, Türk Patent ve Marka Kurumu (Türk Patent) nezdindeki itiraz imkanı ortadan kalkmış olur.

Yapılan itiraz, Türk Patent ve Marka Kurumu – Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından incelenmekte ve konuya ilişkin bir karar verilmektedir.

Karar aleyhine olan tarafın, bu kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki aylık süre içerisinde, Türk Patent ve Marka Kurumu (Türk Patent) nezdinde, son karar mercii olan Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından yeniden incelenmesi için tekrar talepte bulunma imkanı bulunmaktadır.

Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen karar, kurum nezdindeki nihai karar olup, bu karardan sonra, Kurum nezdinde yapılacak başka bir işlem bulunmamaktadır.

E. Türk Patent ve Marka Kurumu – Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) Karalarına Karşı Dava Açılması:

Hemen yukarıdaki paragrafta da belirtildiği üzere, Türk Patent ve Marka Kurumu (Türk Patent) -  Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından verilen karar, Kurum nezdindeki en son aşamadır.

Bu kararın usul, hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğunu düşünen ve karar aleyhine olan taraf, YİDK kararının kendisine tebliğ tarihinden itibaren iki aylık süre içerisinde, YİDK kararın iptali amacıyla bir dava açabilir.

Tıpkı itiraz aşamasında olduğu gibi, dava açılabilmesi için belirlenen bu süre de hak düşürücü bir süre olup; sürenin geçirilmesi halinde, ilgili davanın açılması imkanı ortadan kalkmaktadır. Hak düşürücü süre, yetkili ve görevli Mahkeme tarafından re’sen değerlendirmeye alınmakta ve YİDK kararının tebliğ tarihinden itibaren iki aylık süreden sonra açılan davalar reddedilmektedir.

Türk Patent ve Marka Kurumu – Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından verilen kararların iptali için açılacak davalarda yetkili ve görevli Mahkeme, “ANKARA Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri”dir.

YİDK kararının iptali davalarında, Türk Patent ve Marka Kurumu (Türk Patent)’na ek olarak, ilgili marka başvurusunu yapan şahıs / şirketin de davada davalı olarak belirtilmesi gerekmektedir.

N.Berkay KIRCI
Avukat
Marka ve Patent Vekili