Coğrafi İşaretlerle Kültürel Mirası Korumak
Coğrafi işaretler ve geleneksel ürün adları, belirli bölgelerden veya topluluklardan kaynaklanan ürünlerle ilişkili benzersiz kimliklerin ve kültürel mirasın korunması için çok değerli araçlar olarak hizmet vermektedir.
Türkiye'de bu işaretler, özelliklerini, coğrafi kökenlerinden veya geleneksel üretim yöntemlerinden alan ürünlerin korunmasını sağlamakta olup, bu unsurlarla ilgili düzenlemeler, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nda yapılmaktadır.
Coğrafi işaret, tüketiciler için ürünün kaynağını, karakteristik özelliklerini ve ürünün söz konusu karakteristik özellikleri ile coğrafi alan arasındaki bağlantıyı gösteren ve garanti eden kalite işaretidir. Bu işaretler, Sınai Mülkiyet Kanunu'nda belirtilen belirli kriterlere bağlı olarak menşe adı veya mahreç işareti olarak sınıflandırılır.
Menşe adları ve mahreç işaretleri, temel özelliklerini; üretim, işleme ve diğer işlemlerin tamamının veya bir kısmının gerçekleştirildiği belirli coğrafi alanlardan alan ürünler için söz konusu olmaktadır. Bu sınai mülkiyet hakları, sadece geleneksel üretim yöntemlerinin bütünlüğünü korumakla kalmaz, aynı zamanda ürünlerinin benzersiz niteliklerini tanıtarak yerel toplulukların ekonomik kalkınmasına da katkıda bulunur.
Coğrafi işaretlere ek olarak, ilgili pazarda, bir ürünü tarif etmek için en az otuz yıldır geleneksel olarak kullanılan ve 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nda belirtilen belirli kriterleri karşılayan adlar, geleneksel ürün adı olarak tanımlanır ve korunurlar.
Bu işaretler, tüketiciler tarafından nesiller boyu sevilen ürünlerin kültürel ve tarihi önemini tanımak ve hatırlatmaktadır.
Türkiye'de coğrafi işaretlerin ve geleneksel ürün adlarının korunması için hukuki hizmetler sunmaktayız. Başvuru süreçlerinden Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleri, İstinaf, Yargıtay ve Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde temsil etmeye kadar, ekibimiz, bu işaretlerle ilişkili kültürel mirası ve ekonomik çıkarları koruma yönündeki faaliyetlerine devam etmektedir.
