
Ekonomik Faaliyetlerde Adaleti Sağlama
Ticaretin dinamik ortamında, dürüstlük ve adaletin korunması son derece önemlidir. Haksız rekabet, ekonomik etkileşimlerde dürüstlük ve şeffaflık ilkelerine yönelik bir tehdit oluşturmakta ve tüm katılımcıların çıkarlarını korumak için sağlam yasal çerçeveler gerektirmektedir.
Türkiye'de haksız rekabet, kural olarak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ilgili hükümleri çerçevesinde düzenleme altına alınmıştır.
Haksız rekabet, iyi niyet ve dürüstlüğe zarar veren aldatıcı uygulamalar ve ekonomik rekabetin kötüye kullanılmasından oluşan geniş bir yelpazeyi kapsar. Tescilli markalar, tasarımlar, patentler ve diğer sınai mülkiyet haklarına, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve diğer mevzuat çerçevesinde münhasır koruma sağlanırken, tescilsiz isimler, unvanlar, işaretler ve tanıtım araçlarının korunması haksız rekabet hükümlerinin kapsamına girmektedir.
Haksız rekabet kavramı, Türk Ticaret Kanunu'nun 54. Maddesi çerçevesinde titizlikle tanımlanmıştır. Bu mevzuat, tüm katılımcıların yararına olan dürüst ve bozulmamış rekabeti teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Dürüstlük kurallarına aykırı olan, rakipler, tedarikçiler ve müşteriler arasındaki ilişkileri olumsuz etkileyen veya ticari uygulamaları çarpıtan aldatıcı uygulamalar haksız ve hukuka aykırı olarak kabul edilir.
Türkiye'de haksız rekabetle ilgili konularda kapsamlı hukuki hizmet sunmayı hedefliyoruz. Ekibimiz, Ticaret Mahkemeleri başta olmak üzere Fikri ve Sınai Mülkiyet Mahkemeleri, Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay nezdinde, avukatlıktan danışmanlık hizmetlerine kadar haksız rekabet yasalarının karmaşıklığını yönlendirmek ve müvekkillerimizin ekonomik çabalarında adalet ve dürüstlük ilkelerini korumak için çalışmalarına devam etmektedir.